‘ANTRAKT: Yaşamın Perde Arasındakiler’ sergisi, Lal Batman’ın mekana özgü video, enstalasyon ve fotoğraf emekleri ile Doç. Dr. Ebru Erişkin’in pandemi sonrası toplumsallığa dair kuramsal sorgulamalarını bir araya getiriyor.
Serginin giriş katına yayılan enstalasyonda, yükselen inşaat ve endüstriyel atıklarının içinden yeşeren ekolojik yaşam alanları bulunuyor. Pandemi sonrası dünyanın muğlak sisleri içinde bu yaşam alanlarını merakla gezinen ve tam da o anda gerçekleşen her bir şeye dikkat kesilen seyirciler, bir taraftan değişik yaşam süreçlerini tüm çeşitliliğiyle yakın mercek altına alarak inceliyor, bir taraftan da kendi yaşamlarında yer altına bastırdıkları fısıltılarla ve alçak frekanslarla karşılaşarak başka bir varoluş halini deniyor.
19’uncu yüzyılda şov toplumunun boy gösterdiği bir opera ve beyaz perde binası olarak kullanılan Bioskop Balkan’ın mekânsal hafızasını da güncelleyen sergi, günümüzde toplumsal medya platformlarıyla ekspoze edilen ve manipüle edilen hanım bakışlarının tüm çıplaklığını da girişte gözler önüne seriyor.
Duvarlarda yer edinen esin perisi süslemeleriyle beraber boy gösteren hanım resimleri, filtrelenerek manipüle edilen bedenlerimizin ve zihinlerimizin güncel haliyle yalın bir yüzleşmeye bizi çağrı ediyor. Giriş katını kuşatan resimler, günümüz şehir yaşamında ve dijital teknolojilerle beraber güzellik ve güzel duyu değerlerimizin iyi mi da değiştiğini sorgulamamıza yol açıyor.
Serginin ikinci katında oluşturulan ve ufak bir cep sineması olarak da tasarlanan bölümde ise tarihin değişik sımsıkı kapanık katmanları içinde karanlığa gömülmüş sesleri, yüzleri, sözleri, hisleri ve hayalleri uçuşan bir beyaz perdeye yansıtan ikinci bir video emek harcaması içeriyor. Bu ara katta, giriş katındaki hareketliliği ve canlılığı yukarıdan gözlemleme ve seyretme imkanı da kabul eden seyirciler hem de kendi hayatlarının gündelik akışında bir perde arası vererek sinematik bir duyarlılığa da kendilerini bırakabiliyor.
4 Temmuz 2022’ye kadar ziyaret edilebilecek “ANTRAKT: Yaşamın Perde Arasındakiler” sergisi, dönüşü olmayan dönüşümlerin yarattığı kentsel bir boşlukta ve gündelik yaşam koşullarının aşırı süratli değişimine ölesiye yetişme telaşı içinde bizleri performatif bir ara vermeye ve geçici de olsa yaşam sevincinin tadını çıkarmaya çağrı ediyor.